Dünyamıza Hoşgeldiniz....

henüz tanışmadığım, onu görebildiğim tek yerin ultrason olduğu):)) fakat kıpırtılarını hissettiğim ve her tekmesinde Tanrı'ya binlerce kez şükrettiğim doğmamış bebişimi düşünerek, hatıra kalması amacıyla yazdığım yer burası... onunla paylaştığım her anı, duyguyu sizinle ve sevdiklerimle paylaşmak istedim. bu bebişime annesinden bir hatıra olucak fakat kimbilir belkide benim gibi bebişini bekleyen, anne olmasına az zaman kalmış olanların da bir sesi olucak... Bebeğimi beklerken bu duygular içindeyim.... Mis kokulu kuzularımıza kavuşmak dileğiyle....

24 Mart 2012 Cumartesi

Ohhh Çok Şükür ...

23 Ocak 2012 / Pazartesi

Aşkım Ankara'ya kongreye gittikten sonra beni de gözü arkada kalmasın diye halama bıraktı :) valla iyi olmadı dersem yalan olur. hamileliğin rutin ve en can sıkıcı sorunu olan mide bulantıları hala devam ediyor:( neyse ki hava değişiminden midir yoksa artık iyice ilerleyen haftalardan mıdır biraz daha hafifledi... en azından halamın yaptığı binbir çeşit zeytinyağlı sebze yemeğinden azar azar da olsa yiyebildim:) çok marifetli kadındır benim halam harika yemekler yapar. ımmmmmm mis miiis:) üniversite yıllarımda her hafta sonu halamın yanında geçtiği için çok iyi bilir neleri severim, neleri sevmem:)

 halam demişken bir kaç resmimizi koymak istedim. babamın halası oluyor kendisi... İstanbul'a çok elit bir aileye 20'li yaşlarında gelin gelmiş. ama öyle böyle bir aile değil yani, tam İstanbul beyefendilerinin evlerine, hatta Arnavutköyde deniz içinde bir yalıya gelin geliyor:)) roman gibi değil mi? :) babam çok küçük yaşlarında yalının tadını çıkarmış. şimdi Suadiye'de oturuyor. özlüyor hep eski anılarını.. kocaman masalarda, maaile yenen yemekleri.. denizin kokusunu... eniştemi...
 bense şimdi Bağdat caddesinin tadını çıkarıyorum sayesinde:) inşallah bebeğim sen doğduğunda halamızı ziyaret edip, altını üstüne getireceğiz caddenin ;) sahilde dolaşıp miis gibi deniz havası çekeceğiz ciğerlerimize:)

burasıda balkondan çekilen bir görüntü.. çok sıcak bir evdir burası, anılarla dolu... bahçede kocaman ıhlamur ağaçları...
 bu gidişimden değil fotoğraflar. bir bayram akşamından.... ama bu gittiğimde 14. haftalık hamileyim ve bırakın fotoğraf çekmeyi kolumu bile kaldıracak halim yoktu :( aaaa bu arada söylemeyi unuttum ben artık su içebiliyorum:) yaşasııın yupppi artık başka ne isteyebilirim ki:) millet su içerken insan yalanır mı işte ben öyleydim, buraya geldim halam bana iyi geldi:) hep böyledir masalar bir kuş sütü eksiktir. ilerlemiş yaşına rağmen illa yapıcam diye uğraşır sonra dizlerinin ağrısından hiç bişey anlamaz :)
 halam işteee..... canım kahkahalarıyla bizi coşturan, çocukla çocuk, gençle genç olan fakat asla yaşlanmayan:)))) çok da güzel sesi vardır... başladı mı söylemeye kulaklarınızın pası silinir. hoş zaten o zamanlar assolist olmak istemiş fakat benim bıçkın delikanlı dedem bırakır mı Asla! :)
ahhhh meleğim, kuzucum bunları yazarken çook duygulandım:( halan seni de çooook merak ediyor.(tabi bizde)  senin aramıza katılacağından dolayı o kadar heyecanlı ki... o kadar zaman bekledik ki seni.. umarım Allah'a dua ediyorum sende halamızı tanıyacaksın, benim gibi çook seveceksiniz birbirinizi... Allah halama da sana da mutlu , sağlıklı ömürler versin birtanem:(
 bu arada halam ve yaz kış evinin vazgeçilmezi balkonundan bahsedipte onu canından bezdiren, çiçeklerini söküp götüren kargalarından bahsetmemek olmaz :))) resmen çıldırtıyorlar halamı:)
halamda türlü türlü çareler aradı, nasıl uzaklaştırırım diye.. rüzgar çanları, rüzgar gülleri.. denemediği kalmadı ...

sonunda yukarıki komşusu Cansel abla ona bu kuşları almış İkea'dan...
 rüzgar biraz olsun kuşlar kanatlarını çırpıyorlar fakat kargaları yinede korkutmaya yetmedi elbette:)) belkide onlara da çok sevimli gelmiştir bana geldiği gibi:)) "hiç bunlardan korkulur mu?" demişlerdir :))

işte böylee bebeğim sana birazcık halamızı tanıttım ama daha o kadar çoook anlatacağım şey var ki hakkında... sen en iyisi bir an önce gel de kendin tanı halamızı çooook seveceksin eminim ;)

en önemli şeyi en sona bıraktım:) günlerdir içim içimi yiyip duruyordu. geçen gün kontrolde ikili tarama yaptırdık ama hala sonucu gelmedi, doktorum aramadı diye hayıflanıyordum... tam mutfaktayken bir telefon çaldı nasıl koştuğumu bilemedim.. arayan doktorum Tamer abiydi.... o an içimi bir sıcaklık kapladı:( o kadar korktum ki.. "ya kötü giden bir şey varsa" diye:(  "ya bebeğime kavuşamadan onu kaybedersem" diye :( insan hamile olunca ne kadar da çok kuruyormuş.. hatta kurmakla kalmayıp kendini buna inandırıyormuş... benim gibi hamile olanlar bilirler bunun nasıl bir duygu olduğunu... telefon bir kaç kez çaldıktan sonra açtım(mecburen).. Tamer abi gayet sakin bir ses tonuyla " rezzancım test sonuçlarını aldım, bebeğin gayet sağlıklı, endişe  edecek bir şey yok. amniyosentez yapmaya da gerek yok merak etme" demesiyle camın önündeki koltuğa nasıl çöktüğümü hatırlamıyorum... teşekkür edip telefonu kapattım. allahım sana binlerce kez şükür, bebeğim çoook sağlıklı hiç birşeyi yoook :))) umarım hep böyle devam eder ve sağlıkla kucağıma alırım seni. tek dileğim bu minnoşum...

sen bedenimde yavaş yavaş büyürken bebeğim, ben hep bir endişeyle hop oturup hop kalkıyorum. annen senin için endişeleniyor. bunların hepsi senin için.... olsun sen buna değersin yavru kuşum....

Hiç yorum yok: