Dünyamıza Hoşgeldiniz....

henüz tanışmadığım, onu görebildiğim tek yerin ultrason olduğu):)) fakat kıpırtılarını hissettiğim ve her tekmesinde Tanrı'ya binlerce kez şükrettiğim doğmamış bebişimi düşünerek, hatıra kalması amacıyla yazdığım yer burası... onunla paylaştığım her anı, duyguyu sizinle ve sevdiklerimle paylaşmak istedim. bu bebişime annesinden bir hatıra olucak fakat kimbilir belkide benim gibi bebişini bekleyen, anne olmasına az zaman kalmış olanların da bir sesi olucak... Bebeğimi beklerken bu duygular içindeyim.... Mis kokulu kuzularımıza kavuşmak dileğiyle....

29 Mart 2012 Perşembe

Yine Evde.... :(

02 Mart 2012 / Cuma

Yani annem geldi geleli havalar yine bozuk... sadece 1 kez dışarı çıkabildik, o da geldiği ilk gün.... yorgun, argın... ama iyiki de çıkmışız yoksa evde hapis kalıcakmışız...

zaten annemde herhalde çıktığımız gün olacak ki, hasta oldu :((( bana da bulaştırmasın diye uzak duruyoruz ama sonum kaçınılmaz gibi görünüyor:( boğazı kötü olmuş... ona hemen pastil, tylo hot, ilaçlar takvisyesi yaptım ama bakalım iyi gelecek mi? bu merette geldimi gitmek bilmiyor ki istediğin ilacı al.. bir süre devam ediyor...

neyse annem yine de aklına koymuş geldiğinde, çiğ börek yapacak bana:) kıymalı ımmm enfesss:D gerçi annem böyle diye istemedim yapmasını, yat dinlen dedim ama biraz dinlendikten sonra koyuldu bana çiğ börek yapmaya, ehhh annelik işte :)) bende bebişime yapıcam böyle, ne isterse... hep derdim zaten annem gibi bir anne olucam ben.....

annemle tv. karşısında karşılıklı uzandık biraz... yemek programları vardı izledik. baktım annem biraz kestirdi. akşam üstü aşkım ben çıkıyorum diye arayınca annem koyuldu iş başına :) eli de çabuk maşallah , bir baktım ki bir sürü çiğ böreğimiz oldu:) nasıl da mis gibi kokuyorlar ama anlatamam:) yani yemek için sabırsızlanıyorum,.. aşkım gelse de yesek :)






bende annemin mutfakta işi bitince hemen çiğ böreğin yanına ayran yapıverdim... ehh ayransız olmaz bu lezzet :) masayı hazırladım , derken kapı çaldı ve sevgilim geldiiiiiiiii :D YUPPİİİİİ bu çiğ börekleri yiyebileceğimizin  işareti :)))





ayyyyy  insan hamile hamile kendine işkence çektirir mi!!! yazarken bile nasıl canım çekti nasıl çekti anlatamam:(((( bir an önce bu olayı tekrarlamalıyız derim ben :) tavsiye ederim ;)

artık konuyu değiştirmeliyim yoksa kendimi tutamayıp mutfağın yolunu bulucam ve bu doktorumun hiiiç hoşuna gitmeyecek :)

gündüz karşı komşum, ablam Ayfer ablacım bizi akşam kahveye çağırmıştı. yemek yiyip, etrafı topladıktan sonra sevgilimi evde bırakıp karşıya geçtik... 1-2 saat bizsiz kalacak ama idare edecek artık;)
gittik kahvelerimizi içtik güzelce yani onlar içtiler.. ben dün içtiğim için bugün kahve içmemeyi tercih ettim. malum hamilelikte kafein sakıncalı. bebeğin beyin ve sinir gelişimini etkiliyor.. ben yine kızımı düşünüp çoook sevdiğim kahveyi karşıdan izlemekle yetiniyorum :( kahvelerimizi içerken Ayfer ablam elinde bir paketle geldi.... anneme bir hediye almış çok güzel bir şal... gerçekten çok hoş ama annem çok üzüldü. çünkü annem ayfer ablaya konserde takması için güzel 2 küpe almış. içinden gelerek... benimde haberim yoktu, bana da sürpriz oldu.... sanki karşılık oluyormuş gibi olduğu için üzüldü biraz annem... ama Ayfer ablam öyle değildir o da annemi çok sevdi, içinden geldiği için almıştır... nitekim ikisi de güle güle kullansın :DD

annem hasta olduğu için çok fazla kalamadık.... eve döndüğümüzde sevgilim "yalan dünya" yı izliyordu... bizde ona daldık, son zamanlarda favori dizimiz :) annem hemen yattı, yazık çok da yoruldu bugün....

annem yarın dönüyor:(((( keşke birazcık daha kalsaydı... artık bir daha ne zaman gelir bilmiyorum herhalde doğumdan önce anca... neyse onu gördüğüme çooook sevindim yinede... az ama yinede görüşmüş olduk....  Canım annem herşey için teşekkür ederim, seni çooook seviyorum..... :(


27 Mart 2012 Salı

Aile Saadeti :)


01 Mart 2012 / Çarşamba



sabahın körü bir uyandım ki annem yok yanımda... allah allah nerde acaba derken içeriye doğru yöneldim. bir de baktım ki annem erkenden kalkmış sarmaları yapıyor. etli yaprak sarması..."kızım çok sever , mide bulantısından da hiçbir şey yiyemedi. bari yapayım da mis gibi yesin kızım" diye yaptı canım annem. hatta bitirmiş de diyebiliriz:) bir yandan da tülleri açmış dışarıda lapa lapa kar yağıyor :) ehhh ne zamandır Antalya'da kar mı gördüğü var. o mutlulukla hepsini bitirmiş valla bana birşey kalmamış :) güya beraber saracaktık... neyse ellerine sağlık annemin zaten nefis olmuş:) görüntüsü de muhteşem...



 hava çok kötü annemle evde oturup dinleneceğiz bugün diyordum ama annem durur mu hiç... benim sevdiğim tarçınlı acıbadem kurabiyesinden yapıp getirmiş sağolsun...harika olmuş.. mis miiiss:) armağan'a da sevdiği için portakallı kurabiye yapmaya koyuldu:) o da müthiş oldu. ama ben böyle gidersem 10 kilo alırım bu ay ve doktorumdan iyi bir fırça yerim.. ne güzel her ay 1 kilo alıyordum... eyvah yandık bu ay:(

artık bir ara onlarında fotoğrafını koyarımda bana hak verirsiniz :)  bugün bebişimin amcası Ahmet de gelicek yemeğe.. annem miissss gibi yemekler yaptı. evde uzun zamandan beri böyle kokular tütmüyordu :) ahmet bekar ve yalnız yaşadığı için annem "eti, tavuğu her zaman yer ama bunları yiyemez" diyerek daha otantik şeyler yaptı. Karamürsel gecesi oldu tam :)


hemen sayıyorum müthiş bir lezzet ve soğuk kış günlerinin vazgeçilmez çorbası : tarhana çorbası. annem gelirken Antalya'dan getirdi sağolsun bitmek üzereydi. yoğun istek üzerine ev tarhanası getirdi. hem uzmanlar bu çorbanın kanseri önleyici etkisi olduğunu söylüyorlar. hamileler içinde birebir çünkü harika bir kalsiyum kaynağı... malum hamilelerde en çok ihtiyaç duyulan şey... fakat yanında yeşil bir salatayla yenirse vitamin değeri daha fazla oluyormuş benden söylemesi.. bebekler içinde öneriyorlar. bebeklere verilecek en iyi ek besin kaynağı sütle pişirilen tarhana çorbasıymış.için ve bebeklerinize tarhana içirin:)ben zaten bayıla bayıla içiyorum. umarım benim minik kuşum da çoook sever annesi gibi :) miss gibi de görünüyor ;)






bir diğer sevdiğim ve her gün yesem bıkmayacağım : mücver... bir çok çeşidi var fırında olanı, kabaklısı, ıspanaklısı, patateslisi hatta somonlusu bile... ben bol yeşillikli ve kızarmış olanını seviyorum. sağolsun annem hiç üşenmedi yaptı:) hemde koca bir tabak:) bende denedim bir kaç kez ama anneminki gibi olmadı beceremedim galiba:( ama yılmayacağım bunu kesin öğrenmeliyim :)
böyle bir lezzet kaçmaz :)



zeytinyağlı olmadan olmaz . bizim evde... şu an olan mevsim sebzesi de pırasa... bende bayılırım bol havuçlu ve limonlu...

ardından Türk kahvesi faslı... bu da vazgeçilmezlerimizden... fakat ben kafeini çok içmemeye çalışıyorum. hamilelik böyle bir şey olsa gerek...40 yılda bir artık. ehhh nede olsa bir kahvenin 40 yıl hatırı varmış dimi :D
sonra dizi keyfine başladık.. ehh bunu seyrederken annem bize mis gibi patlamış mısır yaptı :))) içerden pıtır pıtır sesleri geliyordu zaten.. bu duyguyu çok seviyorum. mutlu, sıcak, huzurlu bir aile ortamı....bebişimde gelicek o da bu mutlu ve huzurlu ailenin içinde yerini alacak... zaten şimdiden tüm ilgi onun üzerinde :)) her şey kızımız için....

26 Mart 2012 Pazartesi

Benim Annem Güzel Annem.... :)


29 Şubat 2012 / Çarşamba



yuppppii bugün annem geliyor :)) nasılda özledim... uzun zaman oldu görüşmeyeli... malum annem hala çalışıyor... çalışan kadının hali başka oluyor :) bugün kızımla  havaalanına gidip, anneannesini karşıladık :)) ehh tabi hepimiz heyecanlıydık. çünkü anneannesi daha beni ve karnımdaki şirinem görmemişti :) havaalanına gittim beklemeye koyuldum, fazla geçmemişti ki anneannesi göründü kızımın :) ikimizinde gözlerinin içi güldü karşıdan da olsa anladık birbirimizi... çıkış kapısına yöneldi annem ve sarıldık kocamann tabi kızım izin verdiği sürece malum fazla sıkıntıya gelemiyoruz bu aralar, karnımız büyümeye başladı :) artık 20 haftalık olduk tabi. 5 ayı devirdik:) maşallah bize:)

sonra evin yolunu tuttuk beraberce. anneannesi keki çok seviyor diye kek yapmıştık miniş kızımla birlikte , şarkılar söyleyerek:) gelince hemen börek de yaptı kızımın marifetli annesi:) güzeeeel bir masa hazırladık hem sohbet ettik hemde güzelce yedik... güzel de olmuş hani. ben bu kek işini iyi kıvırdım :) bir ara tarifini yazarım resminide çeker koyarım buraya;)

kahvaltıdan sonra annemle dışarı çıktık hava çok soğuktu ama olsun dedik. bir alışveriş merkezine gittik. bebek eşyalarına baktık birlikte.. ikimizde sabırsızlanıyoruz minik kuşuma birşeyler almak için:) yalnız okuduğum forumlarda kadınlar hep 7. ay dolmadan alışveriş yapmanın uğursuzluk getireceğini yazmışlar:(( hatta hamileler varsa eminim onlarda görmüşlerdir...ben inanmam böyle batıl inanışlara ama söz konusu kızım olunca insanın herşeye inanası geliyor:( o nedenle sadece güzel şeylere bakmakla yetindik. hatta çok güzel bebek uyku setleri vardı. onlara bakındık, bir de bebek karyolasına...

bebek uyku setleri için yataş, taç ve özdilek'e baktık... yataşın köpekli uyku setini çok beğendik fakat kalmamıştı.. taç'ın setlerinin de desenleri hoşuma gitmedi. sanki hepsi birbirine benziyordu.. bizde Özdilek'te karar kıldık, hem organik, antibakteriyel (Yataştakilerde öyle) eminim siz anne adaylarıda bunlara dikkat edioyrsunuzdur.. uzun lafın kısası Özdilek'te beğendik fakat mavi olanı vardı. pembesi kalmamıştı. ama gelir dediler. bende anneme ben alırım gelince şimdi almayalım dedim. ama o almak istediği için ben Antalya'dan alırım dedi. bakalım bulabilecek mi? :) bulursa eğer ilk eşyamız ayıcıklı uyku setimiz olucak:) bebişimiz de anneannesinin aldığı uyku setinde pofuduk pofuduk uyuyacak :)

karyolasını da "mothercare" den baktık. ben öyle beşik falan istemiyorum. biraz uzun vadeli düşünüyorum. uzun süre kullanabilsin istiyorum. çnkü baktığım beşikler hep bir kaç aydan sonra kullanılamaz. sonuçta bebek olarak kalmıyor ki... eninde sonunda hareketlenicek benim kızım:)

akşam annemle güzel bir yemek ziyafeti çektikten sonra karşı komşum Ayfer abla ve yeğeni Asutay'ı davet ettik... annemde çok seviyor onları.. aşkım da nöbetçiydi bu akşam güzel güüzel oturduk, bol kahkahalı bir akşam geçirdik hep beraber :D

annem aşkımın nöbetçi olmasına hiç üzülmedi:) çünkü bu gece birlikte yatacaktık:) oooohh analı kızlı birlikte yattık ne güzel... tabi benim bebişimi de unutmayalım. 3 nesil birden :DDD


"Mutluluk Meleğim ... "


19 Şubat 2012 / Pazar



Aslında pazar günlerini oldum olası hiç sevmem fakat dün o kadar heyecanlıydım ki sadece bir kızım olacağı müjdesini verebildim :)  bugün olayın nasıl geliştiğini yazmazsam olmaz , çatlarım :) hem benim güzel kızım bu mutlu haberi aldığımızda neler yaşadığımızı bilmek ister öyle değil mi?

Aşkımla ben yine düştük Bakırköy'den Nişantaşı yollarına... bu seferki heyecan daha farklıydı... bedenimde bir olduğumuz kuzumuzun cinsiyeti belli olucaktı.. tabi gösterirse:)) annesi gibi nazlı olursa göstermez valla :)) işte bu heyecan ve eli boş dönmek endişeleriyle doktora vardık... gökyüzüne baktığımda gökkuşağı oluşmuştu, çok güzel bir görüntüydü:))
bak bebeğimmm gökyüzü bile heyecanlanmıştı, nefis bir doğa şöleni yaşattı bize:) altından geçerken dilek diledim... cinsiyeti ne olursa olsun bebeğim, minik kuşum, annesinin güzeli sağlıklı olsun diye... tek dileğim bu Allah'tan...

bu arada mide bulantılarım hala devam ediyor.... hatta dolmuştan iner inmez midemin kötü olduğunu anladım. allahtan hazırlıklı çıkmaya alıştım ben. çantamda mutlaka bir şişe su , bir kaç poşet ve naneli sakız bulunduruyorum... bütün hamilelere de tavsiye ediyorum. çünkü nerde ne olacağı hiç belli olmuyor. işte bende tam taksimin orta yerinde kustum :)

çok iğrençsin falan demeyin bu gayet doğal bir süreç yapacak bir şey yok... aşkım hemen başımda duruyordu garibim ne yapsın bekledi beni.. ordan  geçen ve beni gören bir kadın acımış halime olacak ki "su ister misiniz?" diye sordu:))) yaaaa işte böyle bir durumda doktora vardık:)

sıra bize geldiğinde "bugün cinsiyetini öğrenicez" dedim doktora:) "o da inşallah "dedi temkinli bir şekide:))) göstermeyebilir de benim küçük sıpam belli mi olur. neyse ultrason masasına yattığımda ekranı açar açmaz gördüm bebeğimi :) artık büyüyor.... doktorum " senin içinden geçen ne, ne olduğunu tahmin ediyorsun?" diye sordu. hemen "erkek" cevabını verdim. çünkü aşkım ve ben kendimizi buna alıştırmıştık sanırım... ama Allah biliyor ya içimden hep ilk bebeğim kız olsun istiyordum... doktor, baktı, baktııııı veeeeee "KIZ" dedi. evet evet " kız bu" dedi :)) "Ayşe geliyor Ayşe" diye de bağırdı :))))  ben o an koptum zaten gözlerimden yaşlar akmaya başladı..sevinçten bunlar kızım, mutluluktan... Baban hemen " bak herşey istediğin gibi oluyor" dedi... evet çok şükür ki herşey istediğimiz gibi gelişiyordu. sağlıklıydı ve bir kızımız olucaktı:) hatta 2 minik erkek çocuğu olan doktorum " eeee Armağan bizde erkek çok, kapına dayanırız artık" dedi:) bende " sizden iyisini mi bulucaz abi" dedim ve orda baya bir güldük :))) hatta gülmemden kızım  yerinden hopladı sonra bide ona güldük :))) ayyyyyyy annesinin minik civcivi hemen de korkar:DD

doktordan çıktığımızda baktım bebeğimin anneannesi arıyor.. tabi merak had safhada:) ona müjdeledim hemen... anneannen ağladı telefonda, pek konuşamadı, duygusallaştı:(( hava güzeldi çıktığımızda babanla sıcacık , çıtır çıtır İstanbul simidi yiyerek hem Taksim'e doğru yürüyoruz hemde babaannen ve dedene, öykü ablana, dayına, vesile yengene ve halana müjdeli haberi veriyorduk.. herkes çoooook mutluuu, herkesde bir bayram havası... bizde babanla sarılıp birbirimize, İstanbul sokaklarının tadını çıkardık:) ne büyük bir keyif :DD

hem yürüdük,
işte böyle kızııımm... artık kızııım diyorum sana.. bak ne kadar da çok yol katettik..... ifade edilemez bir duyguymuş bu... "MUTLULUK MELEĞİM..." bu yakıştırmayı  arkadaşım Gültaç yaptı sana  :) benim ayaklarımı yerden kesen şeyin ancak bir mutluluk meleği olabileceğini düşündü sanırım... artık sen bizim meleğimizsin... mutluluk meleğimiz...Şans meleğimiz... ne dersek diyelim.. fakat Allah'ın gönderdiği bir melek olduğun kesin. bana ve babana hayatımızda tatmadığımız duyguları tattırıyorsun... hele birde gelsen neler olacak neler meleğim .....

özlemle bekliyoruz seni....

24 Mart 2012 Cumartesi

MELEĞİM BİR KIZ :))))



18 Şubat 2012 / Cumartesi








                                             
                                                   Çok mutlu ve çoook heyecanlıyız :))


                                       o kadar mutluyum ki ayaklarım yere basmıyor bugün....


                                                             benim küçük şirinem


                                           baban ve ben seni çok seviyoruz "KIZIM"




                        

KIZ mı Yoksa ERKEK mi ???



8 Şubat 2012 / Çarşamba





pembe mi mavi mi?
acaba hangisi ? :)

Zor bir hamile kalma sürecinden sonra insan haftalar ilerledikçe cinsiyete takılıyor... halbuki ne önemi varsa... diyorum ama öyle demeyin çoooookkk merak ediyorum ben.. artık 16  haftalık bebişim:) kocaman oldu hatta cinsiyetini bile öğrenebileceğimiz haftaya girdik. taa hamileliğimin başında doktorum "cinsiyetini 16. haftada söylerim" demişti. günleri saya saya helak oldum :)  abimin eşi ve bir çok kişi 12. haftada söylüyorlar dedi ama sanırım doktorum bebek iyice gelişmeden söylemek istemiyor. bencede geç olsun da güç olmasın. erkenden söyleyip de sonra farklı cins bebek dünyaya getiren annelerin hikayelerini bile okudum internette, forumlarda... başıma böyle bir şey gelmesini istemem doğrusu :)

haftaya kontrolüm var bebişim gösterirse cinsiyetini öğrenicez fakat hal böyle olunca cinsiyet tahminleri hız kesmeden devam ediyor :) hemen söylüyorum :
1. ben ve babası : erkek (diye düşünüyoruz ama hep aklımda ilk bebeğim kız olsun duygusu var ne yalan söyleyeyim :) hoş sağlıklı olsunda
2. annem : kız diyor
3. kayınvalidem: kız diyor. (hep pembeler görüyormuş:))
4. yengem : kız diyor(Çin takvimine bakmış , bir de öyle bir şey var tabi :)))
5. Öykü : kız olucak diyor hatta ismi Melis olsun mu diye soruyor :)) öykü, abimin kızı yeğenim 7 yaşında :)
6. Gülşah : erkek diyor. hatta bende erkek annesi olacak hava varmış kız olmazmış o da ne demekse :))) Gülşah'da benim en yakın arkadaşım ;)
7. Ayfer abla : o da kız dedi:) ( benim karşı komşum ama ablam diyebiliriz)


yani bu listeyi bööööyle uzatabiliriz:) anlayacağınız cinsiyet açısından çok farklı görüşler söz konusu. ama hepimizin sonuna eklediği ortak bir şey var.. ne olursa olsun sağlıklı olsun da...

bizim ailede kız bolluğu var :) torunların hepsi kız.. ama hepsi de çok güzel ve çok şeker. ben kızlara doyamadım doğrusu:) bakalım çin takvimi nasıl sonuç vericek çok merak ediyorum. eğer doğru çıkarsa size de tavsiye edicem:) 
bu arada artık 16. haftadayım 4. ayımızı tamamladık minik kuşumla:) zaman ne çabuk geçiyor. hoş hala midem bulanıyor:( umarım bu haftanın sonunda biter dua ediyorum. artık benim küçük civcivim beni duyabiliyormuş :) ne güzel birşey bu ... onunla daha çok konuşmaya başladım. umarım hissediyordur. birde bu haftadan sonra müzik dinletebilirsiniz diyorlar uzmanlar. klasik müzik öneriyorlar. çünkü bebek anne karnında annenin kalp atışları, mide ve bağırsak sesleriyle büyüyor... ve o seslere en yakın sesin hafif ritimli klasik müzik olduğunu söylüyorlar. hatta Mozart'ın çok daha uygun olduğunu bile söylüyorlar.. ehhh böyle olunca bende artık bebeğime bebekler için yapılan kalsik müizk cd lerinden mzikler dinletmeye başladım. baby classic music Mozart.. sizde dinletin hem bebeğiniz hemde siz çoook rahatlayacaksınız, relaxxxx :)))

Ohhh Çok Şükür ...

23 Ocak 2012 / Pazartesi

Aşkım Ankara'ya kongreye gittikten sonra beni de gözü arkada kalmasın diye halama bıraktı :) valla iyi olmadı dersem yalan olur. hamileliğin rutin ve en can sıkıcı sorunu olan mide bulantıları hala devam ediyor:( neyse ki hava değişiminden midir yoksa artık iyice ilerleyen haftalardan mıdır biraz daha hafifledi... en azından halamın yaptığı binbir çeşit zeytinyağlı sebze yemeğinden azar azar da olsa yiyebildim:) çok marifetli kadındır benim halam harika yemekler yapar. ımmmmmm mis miiis:) üniversite yıllarımda her hafta sonu halamın yanında geçtiği için çok iyi bilir neleri severim, neleri sevmem:)

 halam demişken bir kaç resmimizi koymak istedim. babamın halası oluyor kendisi... İstanbul'a çok elit bir aileye 20'li yaşlarında gelin gelmiş. ama öyle böyle bir aile değil yani, tam İstanbul beyefendilerinin evlerine, hatta Arnavutköyde deniz içinde bir yalıya gelin geliyor:)) roman gibi değil mi? :) babam çok küçük yaşlarında yalının tadını çıkarmış. şimdi Suadiye'de oturuyor. özlüyor hep eski anılarını.. kocaman masalarda, maaile yenen yemekleri.. denizin kokusunu... eniştemi...
 bense şimdi Bağdat caddesinin tadını çıkarıyorum sayesinde:) inşallah bebeğim sen doğduğunda halamızı ziyaret edip, altını üstüne getireceğiz caddenin ;) sahilde dolaşıp miis gibi deniz havası çekeceğiz ciğerlerimize:)

burasıda balkondan çekilen bir görüntü.. çok sıcak bir evdir burası, anılarla dolu... bahçede kocaman ıhlamur ağaçları...
 bu gidişimden değil fotoğraflar. bir bayram akşamından.... ama bu gittiğimde 14. haftalık hamileyim ve bırakın fotoğraf çekmeyi kolumu bile kaldıracak halim yoktu :( aaaa bu arada söylemeyi unuttum ben artık su içebiliyorum:) yaşasııın yupppi artık başka ne isteyebilirim ki:) millet su içerken insan yalanır mı işte ben öyleydim, buraya geldim halam bana iyi geldi:) hep böyledir masalar bir kuş sütü eksiktir. ilerlemiş yaşına rağmen illa yapıcam diye uğraşır sonra dizlerinin ağrısından hiç bişey anlamaz :)
 halam işteee..... canım kahkahalarıyla bizi coşturan, çocukla çocuk, gençle genç olan fakat asla yaşlanmayan:)))) çok da güzel sesi vardır... başladı mı söylemeye kulaklarınızın pası silinir. hoş zaten o zamanlar assolist olmak istemiş fakat benim bıçkın delikanlı dedem bırakır mı Asla! :)
ahhhh meleğim, kuzucum bunları yazarken çook duygulandım:( halan seni de çooook merak ediyor.(tabi bizde)  senin aramıza katılacağından dolayı o kadar heyecanlı ki... o kadar zaman bekledik ki seni.. umarım Allah'a dua ediyorum sende halamızı tanıyacaksın, benim gibi çook seveceksiniz birbirinizi... Allah halama da sana da mutlu , sağlıklı ömürler versin birtanem:(
 bu arada halam ve yaz kış evinin vazgeçilmezi balkonundan bahsedipte onu canından bezdiren, çiçeklerini söküp götüren kargalarından bahsetmemek olmaz :))) resmen çıldırtıyorlar halamı:)
halamda türlü türlü çareler aradı, nasıl uzaklaştırırım diye.. rüzgar çanları, rüzgar gülleri.. denemediği kalmadı ...

sonunda yukarıki komşusu Cansel abla ona bu kuşları almış İkea'dan...
 rüzgar biraz olsun kuşlar kanatlarını çırpıyorlar fakat kargaları yinede korkutmaya yetmedi elbette:)) belkide onlara da çok sevimli gelmiştir bana geldiği gibi:)) "hiç bunlardan korkulur mu?" demişlerdir :))

işte böylee bebeğim sana birazcık halamızı tanıttım ama daha o kadar çoook anlatacağım şey var ki hakkında... sen en iyisi bir an önce gel de kendin tanı halamızı çooook seveceksin eminim ;)

en önemli şeyi en sona bıraktım:) günlerdir içim içimi yiyip duruyordu. geçen gün kontrolde ikili tarama yaptırdık ama hala sonucu gelmedi, doktorum aramadı diye hayıflanıyordum... tam mutfaktayken bir telefon çaldı nasıl koştuğumu bilemedim.. arayan doktorum Tamer abiydi.... o an içimi bir sıcaklık kapladı:( o kadar korktum ki.. "ya kötü giden bir şey varsa" diye:(  "ya bebeğime kavuşamadan onu kaybedersem" diye :( insan hamile olunca ne kadar da çok kuruyormuş.. hatta kurmakla kalmayıp kendini buna inandırıyormuş... benim gibi hamile olanlar bilirler bunun nasıl bir duygu olduğunu... telefon bir kaç kez çaldıktan sonra açtım(mecburen).. Tamer abi gayet sakin bir ses tonuyla " rezzancım test sonuçlarını aldım, bebeğin gayet sağlıklı, endişe  edecek bir şey yok. amniyosentez yapmaya da gerek yok merak etme" demesiyle camın önündeki koltuğa nasıl çöktüğümü hatırlamıyorum... teşekkür edip telefonu kapattım. allahım sana binlerce kez şükür, bebeğim çoook sağlıklı hiç birşeyi yoook :))) umarım hep böyle devam eder ve sağlıkla kucağıma alırım seni. tek dileğim bu minnoşum...

sen bedenimde yavaş yavaş büyürken bebeğim, ben hep bir endişeyle hop oturup hop kalkıyorum. annen senin için endişeleniyor. bunların hepsi senin için.... olsun sen buna değersin yavru kuşum....

23 Mart 2012 Cuma

Bu Sabah Kar Var İstanbul'da...

16 Ocak 2012 / Pazartesi

 Sabah bir uyandık ki ne görelim dışarısı bembeyaz:) zaten günlerdir televizyonlar kar bekleniyor kar bekleniyor diye avaz avaz bağırıyorlardı.. ehhh kış yani güneş beklenicek hali yok ya :)) İstanbul böyle biraz yağmur yağsa trafik felç, hava güzel olsa trafik felç, ehh kar yağmaya görsün trafik alt üst.. doğu'da olanların hiç canı yok... Bak Ankara'ya hep kar hep kar.. Türkiye'nin can damarı burası olsun o kadar :)

Kar yağmasını dört gözle bekleyenlerdenim ben. tabi Allah dışardakilere yardım etsin diyorum hep, dua ediyorum:( bu karda kışda yiyecek ekmek bulamayan kuşlara da hemen camımın önüne ekmek kırıntıları koydum yazık gelip yesinler diye ...
Ama bu güzel karın en kötü yanı da şu an 13 haftalık hamile olmam ve midemin hala bulanıyor olması. bu nedenle de dışarı çıkıp kar topu oynayamayacağım :( sadece pencerenin tüllerini sonuna kadar açıp dışarıyı seyredicem:)
zaten birde grip oldum elimde de kuşburnu çayım :) tam hasta gibi oldum yani başımda bir sıcak su torbam eksik:)

yaaaa işte annesinin kuzusu baaak sen benim karnımda mışıl mışıl uyuyup büyürken dışarıda neler oluyor... İstanbul'da tarihinde gördüğü en büyük kar görüntüsüyle karşı karşıya... keşke sende olsaydın da görseydin. ama olsun bebeğim sen büyü orda, gelince ben ve baban sana en güzel kardan adamı yapıcaz.. o resimlerini de buraya koyucaz hayırlısıyla...


" Annesi meleğini çoook çook severmiiş
gelsiin diye hep oooonu beklermiş...."

Not: bugün besteledim bu şarkıyı, devamını bulucam ama:) beni duymaya başlasın, güne onunla merhaba diyeceğim minik kuşuma:)

22 Mart 2012 Perşembe

Pıtırcığımın İlk Fotoğrafı ...

20 Ocak 2012 / Cuma

Bugün bir değişiklik yapıp randevumuzu cuma iş çıkışına aldık. çünkü yarın aşkım tıp kongresi için Ankara'ya gidicek. tabi malum ben bu durumda gidemiyorum. her kongre mutlaka giderim bende bana da değişiklik ouyor. hatta eşimin arkadaşları "bizden çok sertifikan var" diyip dalga bile geçiyorlar benle:))) ee ne yapayım seyahat etmeyi, otelleri seviyorum ben :) bu gidemediğim ilk kongre olucak, üzgünüm ama olsun bebişimle baş başa kalıcaz. bu çok daha mühim artık:) tam böyle konuşurken halam aradı. madem sen gitmiyorsun illa bana gel diye... aslında fena da olmazdı hala mide bulantılarım devam ediyordu. kim bana yemek pişiricekti:( sağolsun evde her işi eşim yaptı. evi temizledi, çamaşırları yıkadı, yemek yaptı, mutfağı toparladı. o benim için Allah'ın bir lütfu... ahhh bebeğimm aramıza katılınca böyle bir babaya sahip olduğun için ne kadar şanslı olduğunu daha iyi anlayacaksın...
eşim güzel yemek yapar bekarlığına da, yedek subaylığında da hep kendi yapmış yemeklerini. o ağır tempolu çalışmalarda bunu bir terapi olarak görüyor. benim ondan istediğim ve tek yiyebildiğim yemek etli biber dolmasıydı :) en azından yoğurtla onu yiyordum. ona tarif ettim. gecenin 12 sinde bile bana dolma pişirdiğini hatırlıyorum:) ahh birde bol limonlu sebze çorbası ...canım aşkım beniiim muaahh :)

neyse doktorum bugün kontrolde ayrıntılı tarama yapıcaktı. ikili test denen annelerin ve anne adaylarının bildiği malum testlerden... down sendromu riskinin ne olduğuna bakıcak. bunun için ultrasonda ense kalınlığı ve burun kemiği ölçüldü.
işte yanda gördüğünüz resimler ise bebeğimin ilk fotoğrafları:)) çok komik görünüyorlar değil mi:)

 ikinci resimde göbüşü nasıl da çıkmış kendinden büyük :))) ahh bu testleri yapmak için kuzucuğumu uyandırmak gerekiyordu. öyle dalgın uyuyorki doktor elindeki ultrason aletiyle karnıma bir kaç kez vurunca aman ordan bir sıçrayışı var görmenizi isterdim. ödü koptu resmen yavrucağızımın :) ayy kıyamam ben sana bebeğim:(  ama ne yapalım fındığım bu senin sağlığın için annecim;)
bu resimlerde 13. haftalık ve boyu sadece 6.5 cm. hemen hemen bir taze fasülye kadar diyebiliriz:)

doktorum ölçümleri aldı herşey normal görünüyor dedi(ohhh çok şükür) ama birde kan testi yapıldı iki değer karşılaştırılıcakmış. ben sana haber veririm dedi. en kötüsü de şu bekleme olayı...




doktordan sonra Anadolu yakasına halama geçtik. biz gelicez diye bir sürü yemekler yapmış. ama bakalım ben yiyebilecek miyim... azar azar yemeye çalıştım. onların kadehi, benim suyum bebeğimiz için kalktı :) biricik fasülyemeee:DD iyi ki varsın annesinin kuzusu...

Meleğimin Kalp Atışları, PIT PIT PIT :)))

07 Ocak 2012 / Cumartesi

Yine bir cumartesi sabahı... bugün erken kalkamadık. haliyle kahvaltı yapmaya fırsatta bulamadık. hoş ben zaten hala birşey yiyemiyorum yesemde aynen çıkarıyorum... 11. hafta oldu artık ve hala da geçecek gibi görünmüyor. tek derdim arabaya nasıl binicem, onu düşünüyorum. neyse şimdiden moral bozmaya gerek yok. hava yine çok soğuk hatta kar atıştırıyor İstanbul'da... doktora gittik ilk sırada biz vardık. Başak hanım hemen aldı bizi içeri sağolsun. kasık ağrılarımdan ve mide bulantılarımdan şikayet ettim. ama yapıcak bir şey yok. "kasık ağrısı doğuma kadar devam eder, mide bulantılarında bir kaç hafta sürecek" dedi doktor. ne yapalım çekilecek...
neyse sabırsızlıkla ultrason masasına geçtim. geçen sefer kalp atışları ateş böcüğü gibiydi benim meleğimin. yanıp sönüyordu :) şimdi duyabilecek miydim acaba??  evet evet bu kez hem görüyordum hem duyuyordum. yaa bu inanılmazzz nasıl hızlı atıyor anlatamam. PIT PIT PIT PIT :) şu ana kadar duyduğum en güzel ses gibi geliyordu bana. yok yok kesin öyleydi... çok şükür.. insan bir garip oluyor... gözlerimden damlalar süzülmeye başladı. yutkunup duruyordum. çok tutmaya çalıştım ama olmadı. zaten duygusal bir bünyeye sahiptim iyice fena oldum ben :)) işte o an tamam diyorsun bundan sonra benim hayatım, bu minicik kalbin attığı mucize ...
Doktor, eşimle bana "annesi babası bu duyduğunuz bebeğinizin kalp atışları" dediğinde,ilk kendi kalp atışım sandım. çünkü ultrason anında benim kalbimde yerinden çıkıcak gibi çarpıyodu,eşimin yüzüne baktığımda gözlerini bebeğimizden ayırmıyor,  gözlerinin içi bir çocuk heyecanında gülümsüyordu... karşımda duran monitöre bakarken içim titredi . Büyümüs birazcık bizim küçük mercimek :D Muayenehaneden çıktığımızda eşim " Bu mucizenin ta kendisi" diyip bana sımsıkı sarılmıştı.. Allahım isteyen herkese bu duyguları yaşamayı nasip etsin...

Canlarımın İkizleri Doğdu YUPPİİİ :)

05 Ocak 2012 / Perşembe


Bugün çok güzel bir haberle güne başladım. yılların eskitemediği dostum,canım arkadaşım Arzu ve Serkal'ın bebişleri dünyaya geldi bu sabah :)) sabah aradım durumunu öğrendim Arzu'cuğumun çok sağlıklılarmış maşallah:) epiduralli sezaryan yaptılar. genel anesteziye gerek duymamış doktoru çok rahat bir doğum geçirmiş :) Allahım onu sağlıkla sıhhatle yavrularına kavuşturdu. umarım hep böyle sağlıklı ve mutlu olurlar. zaten çoook mutlu bir çifttiler şimdi mutlulukarı ikiye katlandı:) ne mutlu size canlarım benim... bir anda 4 kişi oluverdiniz:) bebişlerimiz kız , Elif ve Beril... neyseki çok sağlıklılar teyzesinin gülleri. benim bebişimin can arkadaşları olucak onlarda... valla tam zamanında yaptın be Arzu'cum. bizim gibi çok güzel bir dostlukları olucak onlarında... inşallah benimde kızım olur da bütün kızlar toplanır :) (gerçi erkek olucak gibi bir his var hep içimde :)) olsun ne olursa olsun sağlıklı olsunda başka bir şey istemem Allahtan.
bu arada baba Serkal'ı da unutmamak lazım. az mı baktı Arzu'ya :) senide tebrik ediyorum baba Serkal... şşşşşt yakışır ;)
şimdi sizin için daha yorucu bir maraton başlıyor. anneler yanınızda da en azından onların yardımı dokunur. baksana bize, army ve ben bakıcaz artık bebeğimize :) canlarım benim tekrar tebrik ediyorum. koklayın benim yerimede kuzucukları. göremedim onları da malum şu an hamilelik durumları var ve Antalya'ya gelmem sakıncalı:( en kısa zamanda gelip görücem sizi. bende fotoğraflarını görmedim daha biraz büyüsünler fotoğraflarını burda paylaşırım , hep beraber merak gideririz:)

Kraker Kız Oldum ....



28 Aralık 2011 / Çarşamba


şu aralar tek besinim... :(

hamilelğimin 10. haftasındayım artık... bir de bu haftalarda mide bulantısı azalır diyorlar. yok canııım nerdeeee artarak devam ediyor benimki:( yemek yapmak benim için tarih oldu artık. hatta mutfak kapısını kapalı tutuyorum. görmek bile beni tiksindirmeye yetiyor (ayy düşünmesi bile felaket) annem bir tane maske almamı önerdi, onu deneyeceğim. mide bulantısının çözümü yok anlaşıldı. ne yersem çıkarıyorum. o nedenle artık galete ve krakerle besleniyorum. artık bana "kraker kız" diyebilirsiniz :)) hava alayım diye pencereyi açıyorum dışardan yemek kokuları geliyor iğğğğ :( etrafta soğanlı yemek yapanlara düşman oldum kokusunu bile duymak istemiyorum! (halbuki o kadar severdim ki annem "seni soğancıya vercem" diye espri bile yapardı. şimdi versin bakalım :))) sürekli aç geziyorum ve bebeğimi besleyemiyorum diye üzülüyorum ama doktorlar bu 3 ayda bebeğin zaten var olan depolardan tükettiğini, o nedenle onun gayet ii beslendiğini söylüyorlar da içim rahatlıyor biraz. yoksa inanın bu kadar rahatsızlığın içinde sadece bebeğimi besleyememek benim derdim... bebişim bir yolunu bulup besleniyormuş anneden ahhh kuzuuum benim :))
aşermeler başlıyormuş.. laf... bu durumda insanın canı ne isteyebilir ki?? tek istediğim şey "su içebilmek!" evet evet yanlış okumadınız "SU"... onu bile içemiyorum o nedenle sadece kana kana su içmeyi istiyorum ben.. tabi susuzluktan ölmezsem :)) çoğu kişi sabah bulantıları olduğunu ve sonra geçtiğini söylüyor ama ben öylemiyim? sabah, öğle, akşam... tüm gün devam ediyor mide bulantısı. benim gibi hamileler varsa ve okuyorsa eminim bana hak vericeklerdir...
halsizim, bitkinim, mide bulantısında dolayı vitaminde içemiyorum. hatta karşıdan görünce bile lavaboya koşuyorum:(  ahhh be pıtırcığım sen olmasan çekilir mi bunca dert, tasa... ama senin olman mutlu ediyor beni her zaman...
hahhh birde kanamalar başladı şimdi:((( işte en korktuğum şey... ara ara oluyor ama öyle devamlı değil. ama yinede insan telaşlanıyor yoksa bebeğim düşücek mi diye. o kadar tehlikeli bir zaman ki şimdi... hemen eşim doktorumu aradı. bir iğne verdi doktor, progestron iğnesi... 5 gün sabah akşam yapmamı istedi. en önemlisi de yatıp dinlenmemi (hatta iğneden bile önemliymiş) ve sadece yemek ve tuvalet ihtiyacı için kalkmamı söyledi. durum bu kadar ciddiydi yani. off yardım et Allahım , bebeğime ve bana yardım et:( iğne vakti gelince ortalığı birbirine kattım diyebilirim. benim iğne fobim var. neyseki eşim yapacağı için biraz rahatladım (bu arada kendisi de doktor yanlış anlaşılma olmasın :)) zar zor yaptı iğneyi amanııııınnn o ne yakmak öyleee.... birde doktorum "iyice derine gitmesi gerekiyor kalın uçlu bir iğne al "diyince eşimde öyle almış ne yapsın adamcağız. iğnelerden sonra resmen 1 ay kalçam şiş gezdim. bol bol yattım, dinlendim.ama olsun  haftaya doktor randevumuz var iple çekiyorum bebişimi görebilmeyi...


Offff Neler Oluyor Bana :((

15 Aralık 2011 / Perşembe





Hamile olduğumu duyanlar "aaa mide bulantıların başlamadı mı?" demişlerdi. hatta 6. haftadan itibaren olurmuş. kayınvalidem de "belkide sen rahat geçiriceksindir, aman tahtaya vur kızım" dedi ama nafile... doktordan geldiğimin ertesi günü mide bulantılarım, kusmalarım, ağrılarım, kanamalarım başladı:( artık ne ararsan vardı bende. alın size dibine kadar hamilelik alametleri:( birde böbürleniyordum "bakıııın bende bir şey yok, sağlamım ben, benim bebişim bişey yapmaz annesine" diye. al sana şimdi. kafamı bile kaldıramıyorum. yok yok hamile gibi değilde hasta gibiyim ben. 2 haftadır hiç bir şey yiyemedim. yesemde anında soluğu lavaboda alıyorum:( Allahım bu nasıl bir şey... ne zaman geçicek?? daha yeni başladı diyor herkes hatta arkadaşımın 4 ay sürmüş, inanılmaz birşey:( yinede tüm bunlara rağmen lavaboda kusarken bile "çok şükür ki meleğim orda ve ben kusuyorum" diyordum.... hayatında kusmaktan hiç haz etmeyen ben, kusuyorum diye sevineceğim hiç aklıma gelmezdi:) herşeye rağmen değer benim meleğime, bitanecik pıtrcığıma :) annen seni çooook seviyor bebeğim....

Pıtırcığımın Kesesi Göründü...

03 Aralık 2011 / Cumartesi


Hamile olduğumu öğrendikten sonra doktorum "10 gün sonra gel bir bakalım" demişti. o şıp diye geçen günlerin artık geçmediğini anlamam uzun sürmedi. 10 gün bekleyene kadar göbeğim çatladı desem yeridir:) kontrolü cumartesi günlerine aldık ki sevgilimde benimle gelebilsin. çünkü o da en az benim kadar heyecanlı :) eee baba olucak tabi az şey mi :D
sabah erkenden uyandık(hoş gece gözümü bile kırpmadım heyecandan:) insan hep kuruyor böyle bir zamanda... ya hamile değilsem, ya ona bişey olmuşsa diye paronoyakça şeyler düşünüp huzursuzlanıyor:( güzel bir kahvaltının ardından İstanbul'un buz gibi soğuğunda çıktık yola... ama inanın benim için sanki bahardı... o üşüyen, bıraksalar kaloriferin önüne kıvrılıp hayatı boyunca ordan kalkmayacak olan ve ne kadar İstanbul'u çok sevsemde Antalya'nın sıcağını özleyen ben önümü bile iliklemeyi unutmuşum :)) yolda kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım. ruhun gıdasıdır diye boşuna dememişler... ne kadarda rahatlatıcıydı...
doktora gittiğimizde 2 kişi vardı önümüzde beklemeye koyulduk. allahtan kısa sürdüler ve ben dergileri karıştırırken sekreter Başak hanım  "rezzan hanım alalım mı sizi" dedi. hoooop koşa koşa içerdeydik :) doktorum aynı zamanda akrabam oluyor. cerrahpaşa'da profesör, alanında en iyilerden biri Tamer Erel.. biz ona kısaca Tamer abi diyoruz:) hal böyle olunca durum biraz daha samimi bir hal alıyor... "eee ne yaptın haber verdin mi herkese?" diye soruyor. hayır veremedim!! evet veremedim. sadece annem ve eşimin annesi babası haberdar. çünkü biz hala inanamıyoruz bu mucizeye. tamamen kesinleşmeden kimseye söyleyemiyorum. korkuyorum nazardan(inanırım ben) hatta şööööyle 3 aylık olmadan kimseye söylemeyelim diye kendi kendimize karar alıyoruz (tabi sonradan görücez ki yavaş yavaş herkes yakınına söylecek ve bizim pıtırcık dilden dile dolaşıyor olucak :)) ama kimse bildiğini çaktırmayacak :))
neyse doktorum "bi şikayetin var mı? "diye konuya giriyor. evet bende müthiş bir kasık ağrısı başlamıştı. ama bu tek başına bir neden sayılamazdı, herşey olabilirdi... muayene koltuğuna geçtiğimde ultrasondan bebeğimin, içinde büyüyüp gelişeceği kocaman bir bebiş olacağı kesesi göründü önce :) yani oluşmuştu artık benim pıtırcığım... nasıl mutlu oldum anlatamam. 6 haftalıkmış bebişim... imkanı yok tarif edemem hissettiklerimi.. resmen nokta gibi... bu ateş böceği misali yanıp sönen benim meleğim mi yani?? o kalp atışlarıymış ama daha belli belirsiz. 10. haftadan sonra artık kalp atışlarını dinleyebilirmişiz:) insanın aklı almıyor bu mucize değil de nedir ki?!
Eeee artık anne oluyordum hamileydim ve hızlı kilo alabilirdim :( doktorum bir çırpıda neleri yemem gerekir, nelerden vazgeçmem gerekir hepsini anlattı... o anlattıkça içim gitti... yasak olan şeyler benim hep sevdiğim şeyler, ye dedikleri ise sevmediklerim:( bu nasıl bir çelişki böyle yaw:( kilo kontrolü ve tansiyon ölçümünden sonra artık eve dönebilirdik. herşey normaldi. bu arada 54 kilo ile başladım hadi hayırlısı:))
mutlu mutlu nişantaşı sokaklarında gezdik, alışveriş yaptık ve taksime çıkıp kendimize güzel bir akşam yemeği ziyafeti çektik. kadehler pıtırcığımın kesesine kalktı :) var mı bundan öte bir mutluluk ...

21 Mart 2012 Çarşamba

Bebeğime Doğru İlk Adımlar....




21 Kasım 2011 / Pazartesi



gerçekten de geliyor...


Evlendiğimin ilk günlerinden beri bir bebek hayaliyle yanıp tutuştum dersem yalan olmaz herhalde... 3 yıl oldu sevgilimle evleneli... Zor bir dönemden sonra, sonunda içimde bir tuhaflık hissettim. hiç görmediğim kadar çok rüyalar gördüm. hatta bir keresinde bir bebiş gördüm rüyamda, yıkamışım onu ve havlusuna sarmışım ,oturuyor yanımda şipşirin bişey :) dedimki acaba mı??? evden nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. koşarak eczanenin birinde aldım soluğu.. test aldım ve aynı hızla eve döndüm. ışık hızıyla yarıştım resmen , o derece:) testi yapıp eşime sürpriz yapmaktı amacım fakat bir çizgi var ikinci çizgi silik görünüyor:( ne bu şimdi? hamile miyim değil miyim? çok üzüldüm... doktor randevumu iple çekiyordum artık. herşey kanda çıkıcak değerle anlaşılacaktı. eşimle beraber vurduk kendimizi Nişantaşı yollarına:) hemen bir kan testi yapıldı. "değerler 1-2 saate çıkar ben seni ararım " dedi doktorum.. allahım bu ne geçmez 1 saatmiş:) eve doğru dönerken tam dolmuştan inmek üzereydik. bir baktım ki doktorum arıyor :))) "lütfen pozitif olsun lütfen!" diye söylenerek, hem dolmuştan iniyorum hemde kendi kendime söyleniyorum.. açtım, "tebrikler rezzan'cım hamilesin" demesiyle benim çığlık atmam bir oldu:)) Allahım bu bir mucize olmalıydı. evet evet kesin mucizeydi. o özlemle beklediğimiz minik bebişimiz geliyordu. Yarabbim sana şükürler olsun diyerek gözlerim doldu. hatta o kadar afallamıştım ki ne yapacağımı bilmez halde doktoruma "teşekkür ederim ,ne yapayım şimdi ben, ne yapmam gerekiyor" diye saçma bir soru bile sordum. onun cevabı ise çok açıktı " şimdi eş dost, anne, baba ara herkesi, bu mutlu haberi ver" oldu. telefonu kapatmamla yolun ortasında ağlayarak eşimle sarılmamız bir oldu. kendimi durduramıyordum, sürekli ağlıyordum. bu anı çoooook uzun zamandır bekliyordum. Demekki bizim bebişimiz bu günü bekliyordu.
      Tarifi imkansız , alfabedeki harflerin bile bu duyguyu anlatmaya yetersiz kaldığı bir duyguymuş bu. Dünyamıza hoşgeldin bebeğim!!! Artık bu bedende birlikteyiz. İçimde, daha pıtırcık kadar olsanda dünyamıza yeni bir anlam kattın. Artık herşey daha güzel....Seni seviyoruz ve bir an önce sağlıkla kucağımıza almayı diliyoruz.... :)